Orhan: İşadamlarına sesleniyorum… Gençliğimize ve kulübümüze sahip çıkın

Yeşil Vadi Arsa Ofisi olarak sadece Trakya’daki insanlarımıza değil, Anadolu’nun her yerindeki insanlara kazandıracağız diyerek, Ankara Beypazarı’nda çok güzel bir proje yaptınız. Şu anda nerelerde projeleriniz var? Öğrenebilir miyiz?

Bizim ilk çıkışımız Trakya… Trakya’nın Tekirdağ’ından başladık, Edirne’sinden Kırklareli’ne, oradan Çanakkale’ye geçtik, Çanakkale’den Ankara’ya geçtik. Oradan Balıkesir’e geçtik, şimdi de Eskişehir’deyiz. Bu saydığım yerlerde, bir yerden bir yere geçerken, bir yeri kapatıp, geçmiyoruz. Bu  saydığım yerlerin hepsinde yer üretip, imarlı, ifrazlı yerler, bazılarında ruhsatları çıkmış şekilde satışını yapıyoruz. Biz bu konuda 40 bin’in üzerinde müşteri portföyü olan bir şirketiz. “Müşteri memnuniyeti” bizim ana unsurumuz ve temel felsefemizdir… Bunu üzerine basa basa söylüyorum… 30 yıla yakın 40 binin üzerinde müşteri portföyü olan şirketimizde,  burada en büyük kazancımız müşterilerimizin memnuniyetidir. Müşteri bizim patronumuzdur. Müşterimizin helal parasıyla, onlara helal yatırım yaptırıyoruz. Ben bu noktada hiçbir müşterimin arkamızdan zerre miskal kötü konuşmasını meydana getirmem. Dua etsinler istiyorum, Allah nasip etti, bu güne kadar da geldik. Biz buralara dualarla geldik. Bu şirketin temelinde dualar var. Bu dualarla birlikte yürüyoruz Allah’ın izniyle.

Düzce, Sakarya ve Bolu’da çalışmalarımız devam ediyor

En son Eskişehir’de projeleriniz var. Bundan sonra başka şehirlerde projeleriniz olacak mı?

Şu anda çalışmalarımız ve planlarımız şu şekildedir. Allah nasip ederse Sakarya, Düzce ve Bolu. Bu üç ilin içinde şu anda araştırmalar yapıyoruz. Bizim müşterilerimize uygun, şirketimize uygun, buralarda bugüne kadar yaptığımız gibi, imarlı, ifrazlı yerler üretip, yatırımcılarımıza en iyi şekilde, sorunsuz, problemsiz şekilde sunmak istiyoruz. Bu konuda bir tecrübemiz var, geçmişimiz çok iyi. Bizden alanların kazandığını görmek, şirket sahibi ve şirketin en üst seviyesindeki bir yönetici olarak bizlere gurur veriyor, şeref veriyor. Müşterilerimizin kazandığını görmek, bizleri gururlandırıyor.

Rafet abi, siz aynı zamanda Küçükçekmece Sinopspor’un da başkanlığını yapıyorsunuz. Küçükçekmece Sinopspor bu sezon çok güzel gidiyor. İlk yarı tamamlandı. Şu anda Küçükçekmece Sinopspor’un pozisyonu nedir? Bu sezon taraftarlarınıza şampiyonluk müjdesi var mı?

Şimdi, tabii ki, her şeyin önüne geçen bir şampiyonluk var. Ancak şampiyon kelimesini kullanırken, bu kelime çok güzel bir kelime, çok güzel bir duygu ve çok güzel sevinç. Spor konusunda, futbol konusunda özel bir zaman ayırırsanız,  inşallah önümüzdeki günlerde özel bir röportaj da yaparız. Türk futbolunun şu andaki durumu adına tecrübelerime, bilgime, birikimime, futbolun içinde geçirdiğim zamana dair önümüzdeki dönemde geniş bir röportaj da yaparız Nedim bey. Biz şu anda 3’ncü ligin 3’ncü grubunda ilk yarıyı gol averajıyla lider olarak bitirdik. Bizim 3’ncü ligde 2’nci yılımız. İlk yılda yapılanmamızı yaptık, çok hızlı bir şekilde. Bu sene hedefimiz Allah nasip ederse, ikinci lig. Burada biraz önce ifade ettim, ille de şampiyonluk değil. Eğer Türk futboluna faydalı olmak istiyorsam, katkı sunmak istiyorsam bir kere hoşgörü içinde bir insan olman lazım. Bir başkan olman lazım. Ben 3’ncü ligde bir kulübün başkanıyım.

Altyapılar dahil 500’e yakın futbolcumuz var

3’ncü ligde bugün profesyonel anlamda, 19 yaş grubumuz, 17 yaş grubumuz, 16 yaş grubumuz, 15 yaş grubumuz ve 12 yaş grubumuz liglere katılmış durumda. Burada ortalama 250’nin üzerinde liglere katılan sporcumuz var. Bir de en üst düzeyde de 3’ncü ligde bir takımımız var. Bunların hepsinde hocalarımızla birlikte altyapılar dahil 500’e yakın futbolcumuz var. Allah nasip ederse, Küçükçekmece Belediye Başkanımızla bir çalışma yürütüyoruz. Küçükçekmece’de bu kulübün alt yapısını tamamıyla yapıp, bu kulübe gelecek süreçte Beşiktaş gibi, Galatarasay gibi, Başakşehir gibi, Kasımpaşa gibi, -ilk önce İstanbul kulüplerini söylüyorum-. Tabii ki Anadolu’daki takımlar da var. Bunlar gibi bir kulüp altyapısı kurup, Türk futboluna hizmet etmek istiyorum. Şampiyonluk eyvallah… Kesinlikle gerekir… Şampiyonluk, benim hem hedefim, hem de ilk etaptaki arzuladığım hedefin dışında kalan bir şeydir. Elbette ki, hedefim şampiyonluk. Şampiyon olmak için çok şeyi feda etmemek gerekir. Buraya çıktığım zaman, burada duracak altyapıyı muhakkak tesis etmek gerekir. Bugün 1’nci ligde şampiyon olan Bursaspor, 1’nci ligde  tarih yazan Eskişehirspor, buna benzer Diyarbakırspor ve buna benzer kulüplerimiz çok aşağı düşmüşlerdir. Burada kalacak altyapı ve futbolcu kadrosu ve yönetim kurulu kadrosu, o takıma sahip çıkılmasının önemli olduğunu gündeme getirmek istiyorum. Şuraya artık çok iyi bakmamız gerekiyor. Bir futbol adamı için bulunduğu kazanın, ilçenin veya ilin, en büyük değeri futboldur. En büyük markası futbol kulübüdür. Bizim gençlerimizin ahlaklı, edepli yetişmesi, bu futbol kulüplerine ve spor dışında spor yapanlara bağlı. Biz bu  çocukları iyi yetiştirebilirsek, bu çocuklar yarın toplumun içine katıldıkları zaman -futboldan para kazanmasalar, futbolcu olmasalar bile- bu futbol ahlakı eğitimini aldıkları zaman büyüğüne, küçüğüne saygılı, hürmetli ve kötü alışkanlıklardan bertaraf olmuş pırıl pırıl gençlerle biz geleceğimizi tesis etmemiz lazım. İldeki veya ilçedeki işadamının, bölgesinde bulunan kulüp ne olursa olsun, batarsa batsın, ister şampiyon olsun, ister olmasın deme şansı yoktur…  

Bölgedeki işadamlarının duyarsız olması beni inanın çok üzüyor

Bu noktada bölgedeki işadamlarının duyarsız olması beni inanın çok üzüyor. Olamazsın sen… Allah’ın vermiş olduğu, bu ilçede para kazanıyorsan, kulübe yardım edeceksin efendi… Edeceksin, geleceksin… Benim dışındaymış gibi davranamazsın. Ben buradan tüm işadamlarına sesleniyorum. Lütfen gençliğimize sahip çıkın. Eğer diyorsanız ki, bu gençlik bize lazım değil. O zaman Allah selamet versin size. “Bize gençlik lazım diyorsanız”, bu gençliğe sahip çıkın. Bu gençlere ayakkabısı mı lazım, forması mı lazım. Çok mudur? Zor mudur? Buradaki çocuklara ben 50 bin 100 bin veriyorum demek çok zor mudur?

Sizin hiç mi ölmüşünüz yok? Hiç mi sadakanız yok? Hiç mi zekatınız yok? Hiç mi hayrınız yok? Kör bakamazsınız!

Sizin hiç mi ölmüşünüz yok? Hiç mi sadakanız yok? Hiç mi zekatınız yok? Hiç mi hayrınız yok? Kör bakamazsınız! Bu ilçede para kazanıyorsanız, futbol kulüplerine destek olacaksınız! Ben Kur’an Kurslarına destek oluyorum, ben öğrenci okutuyorum diyerek kendinizi kandıramazsınız. Sadece devletin bazı kurumlarına yardım ediyorum diyerek kendini kandıramazsın. Sadece ben iki tane garibana kuru erzak veriyorum diyerek insanları kandıramazsın. Kendini kandırma. Böyle olmaz. Senin yapacağın iş, bu gençlere, spora destek olan kulüplere, sporcu yetiştiren kulüplere sponsor ol. Reklam bütçeleriniz var sizin. Hepinizin reklam bütçesi var. En dipten, en yukarıya kadar öylesine reklam bütçeleri var ki; bunların, televizyonlarda, söylemek istemiyorum, filmler olsun, diziler olsun, mankenler olsun, bir sürü yere reklam veriyorsunuz, bir sürü yere sponsor oluyorsunuz. Ama diyorsunuz ki, “Geleceğimiz gençlere emanet”… O zaman gençlerimizi nasıl elde tutacaksın. Buradan balici olmaması için, hırsız olmaması için, burada millete ihanet etmemesi için sen bu çocuklara sahip çıkacaksın efendi.

Allah razı olsun… Ağzınıza dilinize sağlık..

NEDİM ODABAŞ/HİCRETHABER